51. Bölge, Las Vegasin 153 km. kuzeyinde, Groom Dry Lake yakininda olup Nevada Test Sahasi ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahasi ile çevrelenmistir. En yakin yerlesim birimi, hemen kuzey sinirinda bulunan Rachel kasabasidir. 51. Bölgenin içinde bulundugu arazi 76 km. karedir ve bu ebat Connecticut Eyaletinden biraz küçük olup, Lübnandan ise biraz daha büyüktür.
Bu bölgede çekilen fotograflar 51. Bölgenin yalnizca birkaç hangar ve çesitli küçük yapilardan olustugunu gösterse de, bir çok insan, orada, yerin altinda çok önemli ve genis bir kompleksin bulundugunu bilmektedir.
51. Bölge yillarca ordunun U-2, SR-71 ve F117A Hayalet Uçak gibi çok gizli hava araçlarinin test sahasi olarak kullanilmistir. Son yillarda, 51. Bölgenin hemen güneyinde, Papoose Dry Lake yakininda yer alan ve S4 Bölgesi olarak bilinen yerde, ele geçirilen uzayli araçlarinin tekrar islemden geçirilerek test uçuslarina çikarildiklarina dair çok ciddi kanitlar vardir.
GROOM LAKE BASEIN FONKSIYONU NEDiR?
Groom Lakedeki üs , gizli helikopterlerin en son jenerasyonu için Amerikanin geleneksel test alani olmustur. U-2 , YF-12A , F-117A topluma açiklanmadan çok önce burada test edilen uçuslardir.
Amerikan Hükümeti önceleri bu üssün varligini kesinlikle kabul etmemekteydi, fakat daha sonra Sovyet uydusu tarafindan çekilen üssün fotograflari basina sizdirilinca Amerikan Hükümeti üssün varligini kabul etmek zorunda kaldi fakat bu üste yapilan çalismalari ve projeleri Ulusal Güvenligi ilgilendirdigi için açiklamayacagini bildirdi.. Genel söylentiler ve üste çalismis üstdüzey askeri ve sivil yekililer ve de en önemlisi üs içinde gizli projelerde çalismis bilimadamlarinin itiraflari, üste , havacilik izlemeleriyle Auroradenilen ultra-yüksek hizli casus uçak , bir çok çesit , insan bulunmayan havasal kesif araçlari , gizli helikopterler ve F-117A için bir yer degistirme gibi bir çok olasi yeni çok gizli uzay araçlarindan ve dünyadisi kaynakli projelerin üretildigine dair bilgilerini dogrulamaktadir..
Fakat Groomdaki çogu aktivite , sadece askeri esas kadrodaki kimseler yararina dünyasal silahlari ve sistemleri test etmektedir.
51. BÖLGE ve UFOLARLA iLGiSi ...
Bu bölge , test uçuslarinin yapildigi UFO gözlemleriyle doludur. Evet 51. Bölge'de, basta 1947 Roswell'de düsen UFO enkazi olmak üzere, birçok olayda ele geçen UFO enkazlari ki bunlarin enaz 9 tane oldugu söylenmekte, bölgedeki yeralti hangarlarinda tutulmakta ve bunlar üzerinde bilimsel ve teknolojik amaçli arastirmalar yapilmaktadir.
Bob Lazar askeri yetkililer tarafindan Los Alamos'tan 51. Bölge'deki S-4 denilen bir alanda , Groom Lakein güneyindeki Papoose Lakede bir askeri üste dünya disi kaynakli uçan cisimlerin teknolojisi ve propulsion sistemlerini çözmesi için getirilen bilimadamlarindan biridir. Lazar dedigine göre, kendisi ele geçmis olan bir UFO'nun reverse engineer tersine mühendislik" ile ilgili kisminda çalismis, fakat orada bulundugu süre içinde hiç dünyadisi varlikla karsilasmamistir.
Lazarin iddia ettigi egitimsel belgeler kesinlikle dogrulanmis ve üste çalistigi , vergi ve maas bildirisinden de dogrulanmistir. Lazar'in bu konuda 1989 yilinda kendini basin ve televizyonlar araciligiyla desifre etmesinin nedeni öldürülme korkusundandir. Çünkü kendisi, en yakin arkadasina çalistigi gizli projeleri anlatmis ve bir gece arkadasiyla birlikte 51.Bölge'nin etrafinda gizlenerek arkadasina gece 03'ten sonra talim yapan UFO'lari izlerken , güvenlik timlerine yakalanmislar ve 3 gün ve gece boyunca sorguya çekilmislerdir. Öldürülme korkusuna kapilan Lazar çareyi kendini desifre etmekte bulmus ve ilk önce Las Vegas Tv 'den ünlü programci George Knapp olmak üzere, CNN Larry King'te dahil birçok Kanala çikmistir.
Lazar'in bu akilli davranisi hem hayatinin kurtulmasina hem de Amerka'nin yillardir tüm Dünyadan gizledigi 51. Bölge'nin desifre olmasini saglamistir. Lazar , iddialarini ilk olarak televizyon röportajlarinda yaptigi için , bir çok merakli kisi , uçan uzay araçlarinin, UFO 'larin pariltisini yakalamak için üsse en yakin kamu alanlarina gelmeye baslamislar. Bir çok insan burada UFO gözlemlemis ve hatta bazilari manevralar yapan bu isikli cisimleri filme almayi basarmistir..Bu görüntüler dünya televizyonlarinda birçok belgeselde gösterilmistir..( Türkiye'de de UFO Gerçegi programlarinda da bu görüntülere yer verilmistir.)
ZiYARETÇiLER NEREYE GiDiYOR?
Las Vegas;dan 130 mil kadar uzaklikta , issiz Nevada Otoyolu 375;de Mile Marker LN 29.5de , yöreden bir çiftçi tarafindan kullanilan tek bir posta kutusu vardir. Black Mail Box ( siyah posta kutusu [ simdilerde beyaz] ) , bu genis otobandaki tek sinir noktasi oldugu için burasi , inançli insanlarin geldigi yerdir. Bu sinirin öte tarafi olan 51. Bölge topraklarina giris kesinlikle yasaktir. Etrafa girilmez ve güvenlik güçleri girenleri öldürme yetkisine sahiptir yazili büyük levhalar vardir ve hertaraf güvenlik kameralariyla çevrilmistir. Ne karadan ne de havadan bu çok gizli üssün 30 mil etrafina hiçkimse yaklastirilmamaktadir.
Sinira yakin olan kamu alaninda 51. Bölgeyi uzaktan görebilen iki görüs noktasi bulunmaktadir: Bunlar , White Sides ve bir ziyaretçinin yasal olarak görebildigi bir hava kuvvetleri üssü bulunan Freedom Ridgedir. Belli bir uzakliktan Tibakoo Peak Dagindan , hala üssü görebilirsiniz. Fakat issiz , çamurlu bir yolda bir-bir buçuk saatlik yorucu bir yolculugu göze almalisiniz.
CAMMO DUDES NEDiR?
Bu , çok gizli askeri siniri devriye gezen , adi bilinmeyen özel güvenlik gücü için bulunmus bir takma isimdir. Onlar rozetsiz ve tedbil-i kiyafet gezerler , beyaz veya siyah Cherokee jeepler kullanirlar. Sinira birkaç mil yaklasan her ziyaretçiyi izlerler. Fakat baglantiyi engellemek için daima kontrol altindadirlar.
BU ALANI ZIYARET ETMEDEKi TEHLiKELER NELERDiR?
En büyük tehlike , tellerle çevrilmemis askeri alandan dikkatsizce geçmektir. Eger geçerseniz , hemen yakalanir ve binlerce dolar para cezasi ödersiniz. Yolun sinira yaklastigi her nokta ; GEÇILMEZ ! ASKERI BÖLGEDIR ! YASAK ALAN ! levhalariyla açikça belirtilmistir. Sinirin yönünden emin olmadan dikkatsizce yürümek yanlistir. Levhalar görülemedigi için gece yürüyüs yapmak tehlikelidir. Baska bir tehlikede , araba kullanirken , aracinizin issiz çamurlu yola saplanip kalmasidir. Kuma saplanip suyunuzun bitmesi , öldürücü olabilir.
51. Bölge resim galerisini görmek için buraya tıklayınız. Bu bölgenin uydu fotoğraflarını görmek içinse buraya tıklayınız.
Aşağıda 51. Bölgeyle ilgili videolar bulacaksınız.
51. BÖLGEDE YAPILDIĞI İDDİA EDİLEN UZAYLI OTOPSİ VİDEOSU
51. BÖLGEYİ TANITICI BİR VİDEO
51. BÖLGE HAKKINDA 44 DAKİKALIK BİR BELGESEL (İngilizcedir)
DÜNYADIŞI YARATIKLA YAPILDIĞI İDDİA EDİLEN BİR VİDEO ÇEKİMİ (51. Bölge)
bu videoyu youtubedan kaldirmislar
(Bu Mesaj 26-08-2011 3:30 değiştirilmiştir. Değiştiren : utku333.)
Stephen W. Hawking
geçenlere bi açılama yapmış
uzaylılarla karşılaşırsanız dikkatli olun dost olmaya bilirler demiş
bu adamlar bişey biliyor ama biz bilmiyoz
(Bu Mesaj 03-10-2010 1:32 değiştirilmiştir. Değiştiren : UTKU.)
51. Bölge'nin Resmi Tanığı Bob Lazar
1989 yılında Bob Lazar adında bir fizik mühendisi, Las Vegas televizyon istasyonlarından biri olan KLAS'ta bir basın açıklaması yapmış ve S4 Bölgesi'nde UFO'ları yeniden oluşturmayla ilgili mühendislik projesinde görev almış olduğunu iddia etmişti. UFO'ların yerçekimini itici güç sistemine dayalı motorları üzerinde çalışmalar yaptığını söyledi. Bunların güç kaynakları bir anti-madde reaktörüydü. Lazar, orada kendisine gösterilen uzay aracın bizim medeniyetimizden binlerce yıl daha gelişmiş seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu ancak görünüşe göre bizlerden daha kısa varlıklar için yapıldığını vurgulamıştır. Lazar açıklamalarına ayrıca adı geçen bölgede dünya dışı varlıklara ait 9 adet disk şeklinde uzay aracı olduğunu da eklemişti:
“Bu disklerden bir tanesi İsviçreli Edward Billy Maier adındaki temasçının 1970 yılı ortalarında fotoğraflarını çekmiş olduğu ve Pleiades takım yıldızından geldiği iddia edilen araca benziyordu.”
Lazar, takip eden aylarda kendisiyle yapılan röportajlarda, hikayesini daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış, 51. bölgede bulunan birbirlerinden tamamen farklı disk şeklindeki 9 araç için yakıt olarak 223 gramlık –o zamanlarda henüz keşfedilmemiş bir element olan– element 155'in kullanıldığını açıklamıştı:
“Bu element, daha çok yanık turuncu renginde olup çok yumuşaktır. Öyle ki tırnağınızla üstüne çentik bile atabilirsiniz. Ancak çok ağırdır. Elementin bir parçasını kaldırdığınızda onun kurşun olmadığını hemen söyleyebilirsiniz. Şaşırtıcı derecede ağırdır.”
Las Vegaslı bir araştırmacı-gazeteci olan George Knapp Lazar'ın geçmiş iş yaşamı araştırmış ve önceden gerçekten de Los Alamos'ta yaşadığını ve oradaki Las Alamos Ulusal Laboratuarı'nda fizikçi olarak çalıştığını doğrulamıştır. Ayrıca Lazar'ın iddia ettiği dönemlerde 51. Bölge/S4'de çalıştığını yasal olarak da onaylanan çalışma kayıtları, Donanma İstihbarat Departmanı'ndan sağlanmıştır. Lazar'ın fizik, elektrik mühendisliği ve itici güç sistemleri alanlarındaki sağlam ve güvenilir geçmişi nedeniyle kendisiyle pek çok görüşmede bulunulmuştur. Bugüne kadar işi, üssü, çalışma arkadaşları ve yapımı oldukça zor olan uzaylı araçları hakkında çok detaylı tarifler ve bilimsel bilgiler sunmuştur.
HAVA İSTİHBARAT MERKEZİ ÜYESİ ANLATIYOR
51. Bölgede görülen disk şekilli cisimlerle ilgili diğer bir olay, bir Hava Kuvvetleri emeklisi olan gazeteci Robert Dorr tarafından bildirilmiştir. Dorr, 1953 yılı Nisan ayında Nellis test üssünde görev yapan Hava Teknik İstihbarat Merkezi takımının bir üyesinin, kendisine, yeniden düzenlemesi yapılmış bir uçan dairenin görgü şahidi olduğunu ihbar ettiğini belirtmişti. Cismin tanzimi, söylendiğine göre, Doğu Kıyısında gerçekleştirilmişti.
“O, 8,5 m. çapında kusursuz bir diskti. Kalınlığı çemberin çevresinde 30 cm.den başlarken ortaya doğru 3,5 metreye ulaşıyordu. Savaş uçaklarınkine benzer yükseltilmiş bir kokpiti, hemen altında da onu çevreleyen 150'ye 150 cm. uzunluğunda ve 2 metre yüksekliğinde bir alan vardı. İtici güç sistemi tamamen mahvolmuştu, aygıtlar ve elektrik tertibatı tanıdık materyalleri içermesine rağmen neredeyse anlaşılmaz görünüyordu. Cisim, dünyanın yörüngesindeki bir ana gemi tarafından yönetilmek üzere dizayn edilmiş küçük bir araç olduğu kanısını uyandırıyordu. Boyutlarından ve hasar görmüş oturma yerlerinden anlaşılabileceği üzere, içinde görünüşe göre insan benzeri uzuvlara sahip 2 mürettebatı taşıyabilecek şekilde tasarlanmıştı, ancak bunlar çok daha kısa boylu varlıklar olmalıydı. Bu aracı bir insan pilotun sığabileceği şekilde tekrar dizayn etmek aylar sürmüştü.”
DAHA ÇOK TANIK
Atomik Enerji Komisyonu'ndan ‘Q' tipi [çok gizli bölgelere giriş izni] ve servisler arası Top Secret (Çok Gizli) geçiş iznine sahip Mike Hunt 1960'lı yıların başında 51. Bölge'de, radar bakımıyla meşgul olduğu sırada disk şeklinde bir hava aracını gördüğünü itiraf etmiştir.
Yeminli ifadesinde “sadece bir kere UFO gördüm” diyen Hunt, şöyle devam etmiştir: “Araç, binaların arkasına yarı saklanmış bir şekilde yerde duruyordu. İlk gördüğümde, kuyruğunun ve kanatlarının olmadığını fark edene kadar onun küçük bir özel uçak olduğunu düşünmüştüm. Ondan yarım mil kadar uzaklıktaydım ve bu uzaklıktan gördüğüm kadarıyla araç yaklaşık 6 ya da 9 metre çapındaydı ve cilalı parlak alüminyumdan ziyade kalay ve kurşun karışımı gibi bir renkteydi.”
Hunt, birçok kere uçan daire kalkarken ya da inerken orada bulunduğunu, fakat onu izlemesine hiçbir zaman izin verilmediğini kaydetti. Ayrıca, Tonopah yakınlarındaki radar istasyonunun kuzey ucunda görev yapan radar operatörü Richard Shakleford da Hunt'a, test alanının üzerinde sık sık UFO'ları gördüğünü fakat kendisine onları görmezden gelmesi emredildiğinden bahsetmiştir. Mike Hunt, o sıralarda 51. Bölgede –‘Kırmızı Işık Projesi' ya da ‘Kırmızı Işık' olarak bilinen- uçan dairelerle ilgili son derece gizli bir programın yürütüldüğünü biliyordu. Hunt, ayrıca kendisinin etrafta herhangi bir şey görüp görmediğine dair sorgulandığını da eklemiştir... “Her ne görmüş olursam olayım, orada gördüklerimle ilgili en ufak bir şey dahi konuşursam başımın büyük belaya gireceği sıkça hatırlatılıyordu. Oradaki güvenliğin ne kadar sıkı olduğunu asla tarif edemem.”
1989 yılından beri, Japonya'dan da olmak üzere birçok uzak yerlerden gelen pek çok kişi ve haber ekibi, 51. Bölge üzerinde yerçekimine karşı yaptıkları hareketleri, manevraları ve kapasiteleri ile ordunun geleneksel araçlarının çok ötesinde bir teknoloji sergileyen, garip, parlak araçları fotoğraflamış ve kameraya almışlardır
(Bu Mesaj 02-10-2010 23:54 değiştirilmiştir. Değiştiren : utku555.)
Yıllardır çeşitli efsaneler konu olan bir yerdir Amerika Nevada çölündeki 51. bölge (Area 51), Amerikan hükümeti itiraf etmiyor böyle bir üssün varlığını yalanlıyordu. Ancak üssün fotoğrafları Rus uyduları tarafından çekildikten kısa bir süre sonra yetkililer 51. Bölgeyi itiraf etmek zorunda kaldılar. Üs hakkında dolanan en önemli efsanelerden biri de üssün 1947′de New Mexico’nun Roswell bölgesine UFO düşmesi olayından sonra inşa edildiğinin ve burda düşen UFO’daki teknolojiler üzerinde çalışıldığı.
Bu söylentilerin doğruluk derecesini, Amerikalı bir hükümet adamı çıkıp resmi bir açıklama yapmadan (samimi olarak) bilemeyiz. Ancak o günden bu güne kadar geçen süre içerinde emin olduğumuz tek şey var ki, o da şudur; Her fırsatta elinde nükleer silah var bahanesiyle oraya buraya saldıran ABD yapmış olduğu nükleer denemelerle bölgeyi karınca yuvasına çevirmiş olmasıdır. 1950′lerin sonuna kadar bölgede yapılan nükleer testlerin Utan ve Nevada’da yaşayan halka zarar verdiği düşüncesiyle, bu denemeler aynı alanda ancak bu sefer yer altında yapılmaya başladı. Sonuç olarak test alanının bugünkü şekli karşınızda, yorum sizin….
(Bu Mesaj 17-10-2010 0:51 değiştirilmiştir. Değiştiren : utku555.)
51. Bölge, Las Vegas’ın 153 km. kuzeyinde, Groom Dry Lake yakınında olup Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelenmiştir.
En yakın yerleşim birimi, hemen kuzey sınırında bulunan Rachel kasabasıdır. 51. Bölgenin içinde bulunduğu arazi 76 km. karedir ve bu ebat Connecticut Eyaletinden biraz küçük olup, Lübnan’dan ise biraz daha büyüktür.
51.Bölge'nin 25 mil mesafeden görünüşü
Bu bölgede çekilen fotoğraflar 51. Bölgenin yalnızca birkaç hangar ve çeşitli küçük yapılardan oluştuğunu gösterse de, bir çok insan, orada, yerin altında çok önemli ve geniş bir kompleksin bulunduğunu bilmektedir.
51. Bölge yıllarca ordunun U-2, SR-71 ve F117A Hayalet Uçak gibi çok gizli hava araçlarının test sahası olarak kullanılmıştır. Son yıllarda, 51. Bölge’nin hemen güneyinde, Papoose Dry Lake yakınında yer alan ve S4 Bölgesi olarak bilinen yerde, ele geçirilen uzaylı araçlarının tekrar işlemden geçirilerek test uçuşlarına çıkarıldıklarına dair çok ciddi kanıtlar vardır.
GROOM LAKE BASE’İN FONKSİYONU NEDİR?
Groom Lake’deki üs , gizli helikopterlerin en son jenerasyonu için Amerikanın geleneksel test alanı olmuştur. U-2 , YF-12A , F-117A topluma açıklanmadan çok önce burada test edilen uçuşlardır.
Amerikan Hükümeti önceleri bu üssün varlığını kesinlikle kabul etmemekteydi, fakat daha sonra Sovyet uydusu tarafından çekilen üssün fotografları basına sızdırılınca Amerikan Hükümeti üssün varlığını kabul etmek zorunda kaldı fakat bu üste yapılan çalışmaları ve projeleri Ulusal Güvenliği ilgilendirdiği için açıklamayacağını bildirdi...
Genel söylentiler ve üste çalışmış üstdüzey askeri ve sivil yekililer ve de en önemlisi üs içinde gizli projelerde çalışmış bilimadamlarının itirafları, üste , havacılık izlemeleriyle “Aurora” denilen ultra-yüksek hızlı casus uçak , bir çok çeşit , insan bulunmayan havasal keşif araçları , gizli helikopterler ve F-117A için bir yer değiştirme gibi bir çok olası yeni çok gizli uzay araçlarından ve dünyadışı kaynaklı projelerin üretildiğine dair bilgilerini doğrulamaktadır...
Fakat Groom’daki çoğu aktivite , sadece askeri esas kadrodaki kimseler yararına dünyasal silahları ve sistemleri test etmektedir.
51. BÖLGE ve UFO’LARLA İLGİSİ
Bu bölge , test uçuşlarının yapıldığı UFO gözlemleriyle doludur. Evet 51. Bölge'de, başta 1947 Roswell'de düşen UFO enkazı olmak üzere, birçok olayda ele geçen UFO enkazları ki bunların enaz 9 tane olduğu söylenmekte, bölgedeki yeraltı hangarlarında tutulmakta ve bunlar üzerinde bilimsel ve teknolojik amaçlı araştırmalar yapılmaktadır.
Bob Lazar askeri yetkililer tarafından Los Alamos'tan 51. Bölge'deki “ S-4 “ denilen bir alanda , Groom Lake’in güneyindeki Papoose Lake’de bir askeri üste dünya dışı kaynaklı uçan cisimlerin teknolojisi ve propulsion sistemlerini çözmesi için getirilen bilimadamlarından biridir. Lazar dediğine göre, kendisi ele geçmiş olan bir UFO'nun “ reverse engineer “ tersine mühendislik" ile ilgili kısmında çalışmış, fakat orada bulunduğu süre içinde hiç dünyadışı varlıkla karşılaşmamıştır.
Lazar’ın iddia ettiği eğitimsel belgeler kesinlikle doğrulanmış ve üste çalıştığı , vergi ve maaş bildirisinden de doğrulanmıştır. Lazar'ın bu konuda 1989 yılında kendini basın ve televizyonlar aracılığıyla deşifre etmesinin nedeni öldürülme korkusundandır. Çünkü kendisi, en yakın arkadaşına çalıştığı gizli projeleri anlatmış ve bir gece arkadaşıyla birlikte 51.Bölge'nin etrafında gizlenerek arkadaşına gece 03'ten sonra talim yapan UFO'ları izlerken , güvenlik timlerine yakalanmışlar ve 3 gün ve gece boyunca sorguya çekilmişlerdir. Öldürülme korkusuna kapılan Lazar çareyi kendini deşifre etmekte bulmuş ve ilk önce Las Vegas Tv 'den ünlü programcı George Knapp olmak üzere, CNN Larry King'te dahil birçok Kanala çıkmıştır.
Lazar'ın bu akıllı davranışı hem hayatının kurtulmasına hem de Amerika'nın yıllardır tüm Dünyadan gizlediği 51. Bölge'nin deşifre olmasını sağlamıştır. Lazar , iddialarını ilk olarak televizyon röportajlarında yaptığı için , bir çok meraklı kişi , uçan uzay araçlarının, UFO 'ların parıltısını yakalamak için üsse en yakın kamu alanlarına gelmeye başlamışlar. Bir çok insan burada UFO gözlemlemiş ve hatta bazıları manevralar yapan bu ışıklı cisimleri filme almayı başarmıştır...
Bu görüntüler dünya televizyonlarında birçok belgeselde gösterilmiştir...
(Türkiye'de de UFO Gerçeği programlarında da bu görüntülere yer verilmiştir.)
ZİYARETÇİLER NEREYE GİDİYOR?
Las Vegas’dan 130 mil kadar uzaklıkta , ıssız Nevada Otoyolu 375’de Mile Marker LN 29.5’de , yöreden bir çiftçi tarafından kullanılan tek bir posta kutusu vardır. “ Black Mail Box ( siyah posta kutusu [ şimdilerde beyaz] ) , bu geniş otobandaki tek sınır noktası olduğu için burası , inançlı insanların geldiği yerdir. Bu sınırın öte tarafı olan 51. Bölge topraklarına giriş kesinlikle yasaktır. Etrafa girilmez ve güvenlik güçleri girenleri öldürme yetkisine sahiptir yazılı büyük levhalar vardır ve hertaraf güvenlik kameralarıyla çevrilmiştir. Ne karadan ne de havadan bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiçkimse yaklaştırılmamaktadır.
Sınıra yakın olan kamu alanında 51. Bölgeyi uzaktan görebilen iki görüş noktası bulunmaktadır: Bunlar , White Sides ve bir ziyaretçinin yasal olarak görebildiği bir hava kuvvetleri üssü bulunan Freedom Ridge’dir. Belli bir uzaklıktan Tibakoo Peak Dağından , hala üssü görebilirsiniz. Fakat ıssız , çamurlu bir yolda bir-bir buçuk saatlik yorucu bir yolculuğu göze almalısınız.
“CAMMO DUDES” NEDİR?
Bu; çok gizli askeri sınırı devriye gezen , adı bilinmeyen özel güvenlik gücü için bulunmuş bir takma isimdir. Onlar rozetsiz ve tedbil-i kıyafet gezerler , beyaz veya siyah Cherokee jeep’ler kullanırlar. Sınıra birkaç mil yaklaşan her ziyaretçiyi izlerler. Fakat bağlantıyı engellemek için daima kontrol altındadırlar.
BU ALANI ZİYARET ETMEDEKİ TEHLİKELER NELERDİR?
En büyük tehlike , tellerle çevrilmemiş askeri alandan dikkatsizce geçmektir. Eğer geçerseniz , hemen yakalanır ve binlerce dolar para cezası ödersiniz. Yolun sınıra yaklaştığı her nokta “ GEÇİLMEZ ! ASKERİ BÖLGEDİR ! YASAK ALAN ! “ levhalarıyla açıkça belirtilmiştir. Sınırın yönünden emin olmadan dikkatsizce yürümek yanlıştır. Levhalar görülemediği için gece yürüyüş yapmak tehlikelidir. Başka bir tehlikede , araba kullanırken , aracınızın ıssız çamurlu yola saplanıp kalmasıdır. Kuma saplanıp suyunuzun bitmesi , öldürücü olabilir.
51.BÖLGE RESMİ TANIK
BOB LAZAR
1989 yılında Bob Lazar adında bir fizik mühendisi, Las Vegas televizyon istasyonlarından biri olan KLAS’da bir basın açıklaması yapmış ve S4 Bölgesi’nde UFO’ları yeniden oluşturmayla ilgili mühendislik projesinde görev almış olduğunu iddia etmişti. UFOların yerçekimini itici güç sistemine dayalı motorları üzerinde çalışmalar yaptığını söyledi. Bunların güç kaynakları bir anti-madde reaktörüydü.
Lazar orada kendisine gösterilen uzay aracın bizim medeniyetimizden binlerce yıl daha gelişmiş seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu ancak görünüşe göre bizlerden daha kısa varlıklar için yapıldığını vurgulamıştır. Lazar açıklamalarına ayrıca adı geçen bölgede dünya dışı varlıklara ait 9 adet disk şeklinde uzay aracı olduğunu da eklemişti:
“Bu disklerden bir tanesi İsviçreli Eduard Billy Maier adındaki temasçının 1970 yılı ortalarında fotoğraflarını çekmiş olduğu ve Pleiades takım yıldızından geldiği iddia edilen araca benziyordu.”
Lazar, takip eden aylarda kendisiyle yapılan röportajlarda, hikayesini daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış, 51. bölgede bulunan birbirlerinden tamamen farklı disk şeklindeki 9 araç için yakıt olarak 223 gramlık –o zamanlarda henüz keşfedilmemiş bir element olan– element 155’in kullanıldığını açıklamıştı:
“Bu element daha çok yanık turuncu renginde olup çok yumuşaktır. Öyle ki tırnağınızla üstüne çentik bile atabilirsiniz. Ancak çok ağırdır. Elementin bir parçasını kaldırdığınızda onun kurşun olmadığını hemen söyleyebilirsiniz. Şaşırtıcı derecede ağırdır.”
Las Vegaslı bir araştırmacı-gazeteci olan George Knapp Lazar’ın geçmiş iş yaşamı araştırmış ve önceden gerçekten de Los Alamos’ta yaşadığını ve oradaki Las Alamos Ulusal Laboratuarı’nda fizikçi olarak çalıştığını doğrulamıştır.Ayrıca Lazar’ın iddia ettiği dönemlerde 51. Bölge/S4’de çalıştığını yasal olarak da onaylanan çalışma kayıtları, Donanma İstihbarat Departmanı’ndan sağlanmıştır.
Lazar’ın fizik, elektrik mühendisliği ve itici güç sistemleri alanlarındaki sağlam ve güvenilir geçmişi nedeniyle kendisiyle pek çok görüşmede bulunulmuştur. Bugüne kadar işi, üssü, çalışma arkadaşları ve yapımı oldukça zor olan uzaylı araçları hakkında çok detaylı tarifler ve bilimsel bilgiler sunmuştur.
HAVA İSTİHBARAT MERKEZİ ÜYESİ ANLATIYOR:
51. Bölgede görülen disk şekilli cisimlerle ilgili diğer bir olay, bir Hava Kuvvetleri emeklisi olan gazeteci Robert Dorr tarafından bildirilmiştir. Dorr, 1953 yılı Nisan ayında Nellis test üssünde görev yapan Hava Teknik İstihbarat Merkezi takımının bir üyesinin, kendisine, yeniden düzenlemesi yapılmış bir uçan dairenin görgü şahidi olduğunu ihbar ettiğini belirtmişti. Cismin tanzimi, söylendiğine göre, Doğu Kıyısında gerçekleştirilmişti.
“O, 8,5 m. çapında kusursuz bir diskti. Kalınlığı çemberin çevresinde 30 cm.den başlarken ortaya doğru 3,5 metreye ulaşıyordu. Savaş uçaklarınkine benzer yükseltilmiş bir kokpiti, hemen altında da onu çevreleyen 150’ye 150 cm. uzunluğunda ve 2 metre yüksekliğinde bir alan vardı. İtici güç sistemi tamamen mahvolmuştu, aygıtlar ve elektrik tertibatı tanıdık materyalleri içermesine rağmen neredeyse anlaşılmaz görünüyordu.Cisim, dünyanın yörüngesindeki bir ana gemi tarafından yönetilmek üzere dizayn edilmiş küçük bir araç olduğu kanısını uyandırıyordu. Boyutlarından ve hasar görmüş oturma yerlerinden anlaşılabileceği üzere, içinde görünüşe göre insan benzeri uzuvlara sahip 2 mürettebatı taşıyabilecek şekilde tasarlanmıştı, ancak bunlar çok daha kısa boylu varlıklar olmalıydı. Bu aracı bir insan pilotun sığabileceği şekilde tekrar dizayn etmek aylar sürmüştü.”
DAHA ÇOK TANIK:
Atomik Enerji Komisyonu’ndan ‘Q’ tipi [çok gizli bölgelere giriş izni] ve servisler arası Top Secret (Çok Gizli) geçiş iznine sahip Mike Hunt 1960’lı yıların başında 51. Bölge’de, radar bakımıyla meşgul olduğu sırada disk şeklinde bir hava aracını gördüğünü itiraf etmiştir.
Yeminli ifadesinde “sadece bir kere UFO gördüm” diyen Hunt şöyle devam etmiştir: “Araç, binaların arkasına yarı saklanmış bir şekilde yerde duruyordu. İlk gördüğümde, kuyruğunun ve kanatlarının olmadığını fark edene kadar onun küçük bir özel uçak olduğunu düşünmüştüm. Ondan yarım mil kadar uzaklıktaydım ve bu uzaklıktan gördüğüm kadarıyla araç yaklaşık 6 ya da 9 metre çapındaydı ve cilalı parlak alüminyumdan ziyade kalay ve kurşun karışımı gibi bir renkteydi.”
Hunt, birçok kere uçan daire kalkarken ya da inerken orada bulunduğunu, fakat onu izlemesine hiçbir zaman izin verilmediğini kaydetti. Ayrıca, Tonopah yakınlarındaki radar istasyonunun kuzey ucunda görev yapan radar operatörü Richard Shakleford da Hunt’a, test alanının üzerinde sık sık UFOları gördüğünü fakat kendisine onları görmezden gelmesi emredildiğinden bahsetmiştir.
Mike Hunt, o sıralarda 51. Bölgede –‘Kırmızı Işık Projesi’ ya da ‘Kırmızı Işık’ olarak bilinen- uçan dairelerle ilgili son derece gizli bir programın yürütüldüğünü biliyordu. Hunt, ayrıca kendisinin etrafta herhangi bir şey görüp görmediğine dair sorgulandığını da eklemiştir...
“Her ne görmüş olursam olayım, orada gördüklerimle ilgili en ufak birşey dahi konuşursam başımın büyük belaya gireceği sıkça hatırlatılıyordu. Oradaki güvenliğin ne kadar sıkı olduğunu asla tarif edemem.”
1989 yılından beri, Japonya’dan da olmak üzere birçok uzak yerlerden gelen pek çok kişi ve haber ekibi, 51. Bölge üzerinde yerçekimine karşı yaptıkları hareketleri, manevraları ve kapasiteleri ile ordunun geleneksel araçlarının çok ötesinde bir teknoloji sergileyen, garip, parlak araçları fotoğraflamış ve kameraya almışlardır.
SİRİUS uFO'DAN ALINTIDIR.
(Bu Mesaj 15-11-2010 23:18 değiştirilmiştir. Değiştiren : UTKU.)
Bugün için gerçek anlamda yakın yıldızlar ve galaksiler arasında bir şehirden diğerine yol almak kadar hızlı yolculukları düşlüyorsak ışık hızı bariyerini dolayısıyla bizi ve hız limitlerimizi sınırlayan/belirleyen zaman ve boyut faktörünü aşacak uzay araçlarına ihtiyacımız olacaktır. Bu anlayış içerisinde derin uzay yolculukları ve zamanda yolculuk konusunda ciddi adımlar atmaktan söz edeceksek bir üstuzay yolculuğunu düşünmüş olmamız gerekir...
Üst uzay bizim toplumumuz için hala büyük bir sırdır ve henüz Albert Einstein üstadın genel görecelik ve yüzyılın kuantum fiziği ufkunda beliren kurt delikleri kuramları çerçevesinde anlaşılmaya çalışılan bu gerçek henüz tam olarak kabul görmüş ve anlaşılmış değildir.
Bob Lazar 'ın hikayesi: Bob Lazar nevada'daki ünlü 51.bölge'de bulunmuştu. Aslında bir fizik uzmanı olan lazar, ABD hükümeti tarafından resmen görevlendirilmişti. Lazar'ın ifadelerine göre bu gizli üs'deki hangarların içinde ufo benzeri uçan disklerin deneyleri yapılıyor ve uçuş prensipleri deneniyordu. lazar; disklerin uçabilmesi için adına ''yerçekimi amplifikatörü'' denen bir aygıt geliştirilmişti. Aygıtın planları dünya dışı canlılar tarafından hazırlanmıştı. iki tür ufo vardı, birisi ''omicron'' adı verilen bir gezegen veya bir yıldız çevresinde kısa yolculuklar yapabilen diskti. ''delta'' adlı diğer tip ise, uzay-zaman alanı içinde hareket edebilen ve bu şekilde yıldızlar ve galaksiler arası yolculuk yapabilen olağan üstü bir araçtı.bu diskler ve araçlarla ilgili bilgi vardı ve uygulanıyordu.
1989 yılında Bob Lazar adında bir fizik mühendisi, Las Vegas televizyon istasyonlarından biri olan Klass’da bir basın açıklaması yapmış ve s4 bölgesi’nde ufo’ları yeniden oluşturmayla ilgili mühendislik projesinde görev almış olduğunu iddia etmişti. ufoların ''yerçekimini itici güç sistemi'' ne dayalı motorları üzerinde çalışmalar yaptığını söyledi.iki mıknatısın birbirini itmesi yada çekmesi gibi yerçekimi dalgalarının tersi bir dalgada yerçekimine karşı kullanılabilmekteydi. bunların güç kaynakları bir anti-madde reaktörüydü.
Lazar orada kendisine gösterilen uzay aracın bizim medeniyetimizden binlerce yıl daha gelişmiş seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu ancak görünüşe göre bizlerden daha kısa varlıklar için yapıldığını vurgulamıştır. Lazar açıklamalarına ayrıca adı geçen bölgede dünya dışı varlıklara ait 9 adet disk şeklinde uzay aracı olduğunu da eklemişti:
“Bu disklerden bir tanesi isviçreli eduard billy maier adındaki temasçının 1970 yılı ortalarında fotoğraflarını çekmiş olduğu ve pleiades takım yıldızından geldiği iddia edilen araca benziyordu.”
Lazar, takip eden aylarda kendisiyle yapılan röportajlarda, hikayesini daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış, 51. bölgede bulunan birbirlerinden tamamen farklı disk şeklindeki 9 araç için yakıt olarak 223 gramlık –o zamanlarda henüz keşfedilmemiş bir element olan– element 115’in kullanıldığını açıklamıştı:
“bu element daha çok yanık turuncu renginde olup çok yumuşaktır. öyle ki tırnağınızla üstüne çentik bile atabilirsiniz. ancak çok ağırdır. elementin bir parçasını kaldırdığınızda onun kurşun olmadığını hemen söyleyebilirsiniz. şaşırtıcı derecede ağırdır.”
Las vegaslı bir araştırmacı-gazeteci olan George Knapp, Lazar’ın geçmiş iş yaşamı araştırmış ve önceden gerçekten de los alamos’ta yaşadığını ve oradaki las alamos ulusal laboratuarı’nda fizikçi olarak çalıştığını doğrulamıştır. ayrıca lazar’ın iddia ettiği dönemlerde 51. bölge/s4’de çalıştığını yasal olarak da onaylanan çalışma kayıtları, donanma istihbarat departmanı’ndan sağlanmıştır. lazar’ın fizik, elektrik mühendisliği ve itici güç sistemleri alanlarındaki sağlam ve güvenilir geçmişi nedeniyle kendisiyle pek çok görüşmede bulunulmuştur. bugüne kadar işi, üssü, çalışma arkadaşları ve yapımı oldukça zor olan uzaylı araçları hakkında çok detaylı tarifler ve bilimsel bilgiler sunmuştur.
Bob Lazar 'a göre ufo 'lar nasıl çalışıyor: lazar uçan disklerin bir anti-madde reaktörüne sahip olduğunu ve bu reaktörün yakıt olarak atom sayısı 115 olan bir elementi kullandığını ifade ediyor.lazar element 115 in dünyadaki elementler gibi tek yönlü değil, iki ayrı amaçla kullanılabilen bir element olduğunu belirtiyor ve açıklıyor; ''dünya biliminin henüz bilmediği ve özelliğini tanımlayamadığı yerçekimi enerjisi'' ni element 115 sağlıyor ki bunun adı a enerjisi, bu enerji element 115'in çekirdeğinden kaynaklanıyor ve yayılıyor, ikinci olarak da, element 115 anti-madde radyasyonunun kaynağı, bu da gereken hareket gücünü oluşturuyor.lazar'ın anlatımına göre adı geçen çekim veya uçuş amplifikatörü'nün sistemi a enerjisini bir yere odaklayarak, uzay- zamanın bükülmesini sağlıyor, uzay-zaman bükülümü ise,bir astro-fizik deyimi,basit bir anlatımla ışık hızından çok daha fazla bir süratle zamanın ve üç boyutlu uzayın dışında mekan değişimi olarak düşünülebilir. uzay-zaman bükülmesi yine bir astro-fizik tanımıyla bir kara delik' in çekim alanı kadar bir güç alanını oluşturuyor. böylece elde edilen dev enerji , ışık yılı gibi çok büyük uzaklıkların aşılmasını sağlıyor.
Lazar ekliyor; ''bir uzay-zaman bükülümü içinde yolculuk yapılırken, element 115, element 116 denen bir başka elemente dönüşerek bir anti-madde alanını da yaratıyor.anti-madde alanında oluşan zıt alan ise, element 116 sayesinde %100 enerjiye dönüşebiliyor.reaksiyonun ısısı sonucunda, ortaya çıkan elektiriksel enerji yeterli olduğu gibi, bir tür termo elektrik jenaratörü oluşturuyor. sözünü ettiğim a enerjisi, böyle sağlanırken, delta durumuna geçildiğinde a enerjisi, uzay-zaman bükülümünü sağlayınca bir tür kara delik ortaya çıkınca, ışık yılları aşılabiliyor...''
Bob Lazar: Bu araçlar kendi çekim alanlarını yaratıyorlar.Nasıl dünya herşeyi kendine doğru çekiyor ve yerde tutuyorsa, onlar bu yerçekimsel alanın bir benzerini kendilerine göre araç çevresinde yaratıp bu gücü bir hareket kaynağı olarak kullanmaktadırlar.bu araçlar kendi yerçekimsel atmosferlerini yaratabiliyorlar.dünya tüm maddeleri aşağı çektiği için onlarda aynı ortamı yaratıp aşama aşama kendilerini iten bir oluşuma geçebiliyorlar.disk şeklindeki uzay araçları bir tür atom reaktörüne sahiptirler.bir tür termoelektrik jenaratörü olan bu reaktör elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor.bu reaktörü çalıştırmak için element 115 denen yüksek oktanlı bir sıvı, element 116 denen bir başka elemente dönüşerek çekirdek parçalanması ile anti nükleeer tepkime meydana getirmektedir.bu işlem sonucu % 100 enerji dnüşümü gerçekleşerek reaktörde muazzam bir ısı oluşturulmaktadır.bu antimadde reaktörü bir tür anti nükleer enerjiyle işletilen mini bir termoelektrik santralidir.burdan elde edilen elektrik enerjisi dalga klavuzuna ve yerçekimi amplifikatörlerine sürülmektedir...
51.BÖLGE BASIN HABERLERİ
SABAH
HÜRRİYET
STAR
AKTÜEL
POPULAR MECHANICS- BİLİM DERGİSİ
51. BÖLGE FOTOĞRAF VE ÇİZİMLER
Tasvirlere göre hangarlarda saklanan UFO'lar
Tasvirlere göre UFO kazalarında ele geçmiş dünya dışı yaratıklar
Armasız-Plakasız Üssün Aracı
UFO'ları test ederken ... Armasız-Plakasız Üs Servis Aracı
ALAN 51
"Dışardaki hayatın kesin olarak keşfedilmesi herşeyi değiştirirdi. Felsefe ve dinle vardığımız sonuçlar kendimizi aciz hissetmemize neden oluyordu, çünkü biz de artık yalnız ve özel olmadığımızı düşünmeye başladık..." Sizce hükümetin insanlardan bir şey saklaması mümkün mü? Onlar bunun ülkenin güvenliği için gerekli olduğunu söylüyorlar, peki ortada hiçbir şey yok iken tüm bu gizlilik neden? Eğer varsa böyle evrensel bir olayın insanlardan saklanması doğru mudur?
Yüzyıllardan beri tartışıla gelen UFO hikayelerini ezberlemişizdir artık. Kimileri UFO'lara kuvvetle inanıyor, hatta gördüğünü söylüyor, kimileri ise konudan uzak duruyor, işte böyle bir ikilem içinde dönen bu konuyu tartışmanın bir anlamı yok. Ancak size bahsetmek istediğim, ortada bazı elle tutulur olayların ve somut sonuçların olduğu... Bir devlet sırrı ve çevresinde dönen yüzlerce gazete haberi, televizyon röportajı, binlerce kitap, döküman, hatta bir de ölüm olayı....Tüm bunlar hep bir bölgede odaklanıyor, Las Vegas'ın 95 mil kuzeyinde yer alan ve bir hükümet toprağı olan Alan 51'de.. Burası Amerikan bilim adamlarına teknolojik yönden yardım eden uzaylı varlıkların bulunduğu iddia edilen yer… Şu anda kimi UFO araştırmacıları, Amerikalıların askeri ve teknolojik yönden uzaylılarla işbirliğine girdiğine inanıyorlar. Amerikan hükümetinin UFO konusunu bir sır ve dokunulmazlık altına alması, gösterdiği aşırı duyarlılık bu iddiayı doğrular gibi…
Peki nedir bu Alan 51 esrarı? Alan 51 Nevada'daki Groom Dry Gölü yakınlarında yer alan Amerikan askeri üssünün bir parçasıdır. Belli ordu mensupları dışındaki herkes için girilmesi yasak bir bölgedir ve büyüklüğü İsviçre'nin büyüklüğü kadardır. Bölgenin tümü Nevada Askeri Test Alanı ve Nellis Hava kuvvetleri sahası tarafından çevrelenmiştir. "Alan 51" ismi Nevada Test Alanı'nın eski bir haritasındaki isimden gelmektedir. Bu üssün temel amacı pilotların eğitimine ve uçuş mürettebatlarının gerçek hava çarpışmalarına olanak sağlamaktır. Alan 51 içinde Groom Dry Gölü yakınlarında hükümetin halka varlığını açıklamadığı bir hava kuvvetleri üssü daha vardır, Dreamland ya da Alan S4 olarak bilinir. İşte burası Amerikan devletinin mülkiyeti içinden olan ve birkaç uçan dairenin indiği iddia edilen yerdir!... Alan 51'de yeni deneysel uçakların yapımında çalışan 2000'den fazla işçi vardır. İşçiler kimsenin şüphelenmemesi için normal elbise giyerler. Alanda ayrıca takma adları "Cammo Dudes " olan ve askeri sınırı devriye gezen anonim özel güvenlik güçleri de bulunmaktadır. Bu kişiler rütbe işaretsiz kamuflaj elbiseleri giyerler ve hükümet armalı beyaz Jeep Cheeroke'ler kullanırlar.
Bunlar sınıra birkaç mil yaklaşan ziyaretçileri yakın takibe alır ancak kontak kurmaları yasaktır. Bu güvenlik güçlerinin koruduğu askeri sınırı geçmenin bedeli hapis ve 600$'lık para cezasıdır. Yolun sınırdan geçtiği her yerde, geçilmemesi gereken yasak bölge işaretleri vardır. Her 50 yardda bir sınır turuncu devriye noktalarıyla işaretlenmiştir. Gece bu noktalar görünmediğinden burada dolaşmak hiç de akıllıca olmaz! Las Vegas'tan 130 mil kadar uzakta Nevada Otoyolu üzerinde yerli bir çiftçi tarafından kullanılan bir posta kutusu vardır. Bu 'Siyah Posta Kutusu' bu otoyol üzerindeki tek işaret olduğundan, burası gerçek UFO meraklılarının geldiği yerdir. Çiftçinin kendisi hiç görmediğini iddia etse de, birçok ziyaretçi burada uçan daire gördüğünü iddia ediyor. (Ancak şunu da hesaba katmak gerekir ki burada çok miktarda şiddetli askeri savaş oyunu aktiviteleri var ve bunlar gökyüzünde birçok enteresan ışık oyunları oluşturuyor, yani harika UFO'lar, kimbilir?) Ama şu bir gerçek ki Alan 51 ve Roswell hakkında araştırma yapan bir çok insanın birbirine çok benzeyen Alan hikayeleri var. Bunlardan biri hatta en güvenilir olan Bob Lazar'a ait.
Size biraz bundan bahsetmek istiyorum... Bob Lazar dünya üzerindeki süper bir bilgisayara sahip olan pek az insandan biriydi. S4 Askeri üssünde geçmişte bu ülkeye düşmüş olan bir uzay aracını tamir eden ve bu araç üzerinde çalışan bir teknisyendi. Kendisinin ifadesi ile bir fizikçi olduğunu söylüyor.O, Alan S4'te (Alan 51'in 16 mil güneyinde yer alan Papoose Gölü yakınında) "griler" denen yaratıklara ait uzay gemisinde çalıştığını iddia ettiğinden beri 51.Bölge UFO'lar açısından zengin bir mekan haline gelmeye başladı. Aklınıza gelecek herşey; yakalanmış uzaylılar, yeraltı üsleri, uzaylı hükümet işbirliği, hepsi...
Bob Lazar 1989'da Alan S4'te dünya dışından gelen dairelerle ilgilenen mühendislerin yanında bulunduğunu ancak kendisinin bizzat UFO görmediğini söyledi. Ortada iddialarını doğrulayacak ya da yalanlayacak bir yol görünmemesine rağmen, Alan 51 Amerikan devletinin üstünü örttüğü iddia edilen UFO hikayeleri için popüler bir sembol olmaya başladı ve devletin saklamaya çalıştığı bu gizler Amerika'daki video oyunlarından "60 DAKİKA" gibi ciddi haber programlarına dek yayıldı. Ancak herşeye rağmen Amerika böyle bir yerin varlığını henüz resmi olarak tanımadı. Lazar'ın yerel bir TV' de yapılan röportajındaki iddialarından sonra birçok turist üssün yakınlarında uçmakta olan bir uzay aracını kısa bir süre olsun görebilmek için akın etti.
Lazar orada 9 uzay gemisi ve 2 uzay simülatörü olduğunu ve kendisinin Mayıs 1989'da Aralık 1988'den itibaren 5 ay süre ile hükümetin teknolojilerini kendi yararları için uyarlamaya çalıştığı bu uzay gemilerini incelediğini açıkladı. Röportaj sırasında "Dennis" ismini kullandı ve sesi elektronik olarak bozuldu. O, kendisinin ve karısının sürekli ölüm tehditleri aldığını söylüyordu. Ancak Lazar uçan dairelerin her çarşamba test edildiğini ve bazı arkadaşlarını onları yasaklanmış bölgeden seyretmeleri için getirdiğini söyleyince ordu tarafından yakalandı, tutuklandı ve ona çalışmalarına sadece ordu için devam etmesi konusunda ısrar edildi..
Lazar'ın iddiaları tartışılmaya devam etti. Uzay gemisini çalıştırabilmek için insanlar simülatörlerde günlük olarak çalışıyorlardı. S4'teki tüm binalar casus uydulara karşı kum renginde gözükmesi için kamuflaj boyasıyla boyanmıştır. Kum rengi onun etrafındaki çölle uyuşmasını sağlıyordu, böylece siz bir uydu resmi çekecek olursanız, o sadece bir çöl gibi gözükecekti. S4 veya Alan 51'de çalıştığını iddia eden bir başka işçi olan Bill House'ın dediğine göre orada ismi "Jay-Rod" olan ve teknisyen ile mühendislere yardım eden bir uzaylı varmış. Jay-Rod onlarla telepatik olarak ve kendi sesleriyle konuşabiliyormuş, gri bir uzaylıymış, aşağı yukarı 4,5 fit boyunda, soluk gri derili, büyük gözler, küçük uzantılar...(ne dersiniz?)
Groom Gölü'ndeki üs yıllardan beri Amerikan son jenerasyon gizli uçaklarının test bölgesi olarak kullanılmaktadır. U-2,A-12,SR-71 ve F-117 uçakları halka açıklanmadan uzun süre önce burada birçok teste tabi tutuldular. Hükümet üs hakkında herhangi bir açıklama yapmadığı için burada neler olduğunu bilmek zor. Ancak yaygın söylentiler iki uçak hazırlığı üzerinde yoğunlaşıyor. F-117 A'nın yerini alacağı düşünülen B-2'nin daha küçük bir versiyonu ve Aurora olarak bilinen ultra -yüksek hızda bir casus uçağı… Peki nedir bu Aurora Projesi ve onun çıkış noktası? 30 Şubat 1992 sabahın erken saatlerinde Güney Kaliforniya'da yaşayan tüm insanlar büyük bir gürültü ile uyandılar. Bu pencerelerinin camlarını çatlatan ne ilk ne de son olaydı. Amerikan Yerbilim Araştırma uzmanları, bu olayı alışılagelmiş yer sarsıntılarından sadece biri olarak kaydeden sismograflarına baktılar. Birkaç saat sonra, bu sarsıntının bir UFO tarafından oluşturulduğu sonucuna vardılar ve yerini tespit etmekte de gecikmedikler: Amerikan Hava Kuvvetlerinin Nevada'daki gizli Groom Gölü Bölgesi. Tüm resmi inkarlara rağmen bu ve benzeri olaylar A.B.D.'nin gizli bir casus uçağı hazırlığı içinde olduğunun göstergesi. Çoğu insan bunu başka bir kod adına sahip olmasına rağmen, 1983'te Pentagon bütçe dökümanlarındaki listelerde oluşmuş bir yazım hatası yüzünden "Aurora"olarak adlandırıyor. Bu uçağın varlığının en büyük kanıtı, Amerikan Hava Kuvvetleri' nin yerine yenisini almadan Lockhead SR.71 Blackbird uçaklarını 1990'da hava sahalarından çekmesi. Hava Kuvvetlerinin açıklamalarına göre aynı iş U-2 uçakları ve uydularla da yapılabilir ama gerçek şu ki hiçbir uçak SR.71 kadar supersonik özelliklere sahip değildi. Öte yandan Amerikalı bazı gözlemciler, İngiltere yakınlarındaki Kuzey Denizi semalarında alışılmadık üçgen biçimli bir uçak gördüklerini iddia ettiler.
Son olarak da Kaliforniya'lı bilim adamları delta kanat biçimli bir uçak gördüklerini raporlarına eklediler. Bazıları bunun uydu servis roketleri için bir nakil platformu olduğu görüşündeler ancak spekülasyonların çoğu bunun ileri teknolojik fonksiyonlarının henüz geliştirilmediği resmi olarak açıklanmasına rağmen Aurora olduğu sonucunda birleşiyor. Hangi yorum yapılırsa yapılsın Nevada çölünün dağlarının ardındaki olayların Amerikan silahlı kuvvetlerinin resmi açıklama ve kararlarını bir gün değiştirene dek bir sır olarak kalacağı kesin, çünkü eğer orada sadece uçak testleri ve nükleer testler yapılıyorsa, o zaman hükümet bu konuyu niçin bir sır gibi saklıyor? Eğer bilgi sızdıracak olurlarsa Dünya Savaşı niteliğinde bir kaosun ortaya çıkmasından korkuyorlar. Onların farkına varamadığı, birçoğumuzun böyle birşeyin gerçekten dünyayı ziyaret ettiğini inanılmaz bulacağı...
Şimdiye dek pek çok Alan 51 hikayeleri dinlendi; hükümet, genelde oldukça güvenilir kaynaklar olarak nitelendirilebilecek bu insanları yalancı olarak mı nitelendiriyor? Yoksa buna inanan tüm kaliteli araştırmacıları aptal olarak mı görüyor? Tüm bilinen aslında hükümetin bunun hakkında bilgi sızdığı takdirde paniğe neden olacağını düşündüğü ama bu gerçekte bizi bu konuda daha fazla şüphelendiriyor. Alan 51 hakkında yazılmış kitaplardan sadece biri olan "Alan 51-Kişisel Bir İzahat"ta burada çalıştığını iddia eden bir kişinin Alan 51'in %95'inin durgun olduğunu ve burada sadece uçak testleri ve nükleer testler yapıldığını söylediği biliniyor. Ya diğer %5? Bu soru sorulduğunda cevap sadece: "Bu konuda açıklama yapmaya yetkili değilim!" Konuya bir de bu açıdan bakın! Hükümet, işçileri bilgi sızdırdıkları takdirde federal hapishaneye yollamakla tehdit ediyor. Evet, dünya üzerindeki dünya dışı yaşamın delillerinin saklandığı söyleniyor. Son olarak Route 71 bölgesinin 98 millik bir kısmı E.T. otoyolu olarak adlandırıldı. Bunun, orada sakladıkları bir şey olduğunu düşünmeyi engellemek için yapılmış bir girişim olduğundan şüpheleniliyor.
Son yüzyılda hep bir UFO inişinden sonra bu tür olaylar birçok defa meydana geldi, yabancı cisimler görüldü, rapor edildi. Hatta üstte yakalanan herhangi birinin (güvenlik çok sıkıdır)vurulabileceği bile biliniyor!!! Buna rağmen Alan 51'de üssün sadece bir tarafını gören uygun bir seyir noktası var. Aslında sınırın yakınlarında iki tane seyir noktası bulunmaktaydı: Beyaz Etekler ve Özgürlük Sırtı. Buralar bir ziyaretçinin gizli hava kuvvetleri üssünü meşru olarak izleyebileceği yerlerdi ancak bu alanlar hava kuvvetleri tarafından 1998 yılının Nisan ayında kapatıldı.Üssü hala Tihraboo Peak isimli dağdan görmek mümkün ancak bu da tozlu bir yolda zor bir yolculuk gerektiriyor... Ama her türlü zorluğa rağmen birçok meraklı insan hala bir UFO'nun inişini görebilmek için oraya gidiyor. Hatta bazı insanların cisimlerin yanına kadar gidip radyasyona maruz kaldığı biliniyor. Sonuçta, Birleşik Devletler hükümetinin onlar üzerinde araştırma yapıp teknolojilerini kopya etmek şartıyla uzaylılarla bu alanda istedikleri gibi uçabilmeleri konusunda bir anlaşma yaptığı iddia ediliyor. Peki, UFO'lar niye sadece bu alana düşüyor? İşte bu tam bir kısırdöngü! Öte yandan Alan 51'de o kadar çok UFO benzeri doğal ve askeri fenomen var ki bu ikisini birbirinden ayırmak oldukça zor, birçok insan hayatları boyunca bu alanda yaşadılar ve asla bir UFO görmediler! Belki de önemli olan nokta şu: Hükümetin elinin altında bir uzay aracı olduğunu iddia etmekle buraya bir uçan daire görmeye geldiğini iddia etmek arasında fark vardır. Genel olarak ikinci iddia daha az inanılırdı.Son olarak size Bob Lazar'ın son açıklamalarını yazacağım:
Ona göre S4 Papoose Gölü'nün doğusunda yer alan ve bir dağ büyüklüğünde alan kaplayan bir yeraltı kompleksiydi. Oradaki uçan daireler insan yapımı değildi, çünkü aracın boyutları ve formu insanlara uygun değildi. Görünürde hiçbir bağlantı yeri, kaynak yeri, cıvata ve perçin izi yoktu. Herşey yumuşak, yuvarlak, sanki mumdan yapılmış ve bir süre ısıtıldıktan donra soğutulmuş gibi. Oturulacak yerler tabandan sadece birkaç fit yükseklikteydi. Kemerler mevcuttu ve itici güç sistemi aracın ortasında yer alan içi boş bir sütun aracılığıyla bir anti yerçekimi alanı yayan, beyzbol topu büyüklüğünde küçük bir cisimdi. Lazar aşağı bakan ve uzun kollarıyla bir şeyler konuşan, dünyada bunlara benzer bir şeyin olup olmadığını bilmediği iki adam gördüğünü söylemişti. Lazar'la röportaj yapmış olan George Knapp'ın elinde Nellis'te birçok askeri program yürütmüş olan bir adamın video görüntüleri var ancak bu kaset o adamın ölümüne dek gösterilmeyecek, daha birçok şahit kanıt sağlamak amacıyla başvurdu ancak T.V.'de röportajları yayınlanmayacak
(Bu Mesaj 25-12-2010 2:09 değiştirilmiştir. Değiştiren : utku555.)
51.Bölge(Resmi Tanık)
51.BÖLGE
RESMİ TANIK
BOB LAZAR
1989 yılında Bob Lazar adında bir fizik mühendisi, Las Vegas televizyon istasyonlarından biri olan KLAS’da bir basın açıklaması yapmış ve S4 Bölgesi’nde UFO’ları yeniden oluşturmayla ilgili mühendislik projesinde görev almış olduğunu iddia etmişti. UFOların yerçekimini itici güç sistemine dayalı motorları üzerinde çalışmalar yaptığını söyledi. Bunların güç kaynakları bir anti-madde reaktörüydü.
Lazar orada kendisine gösterilen uzay aracın bizim medeniyetimizden binlerce yıl daha gelişmiş seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu ancak görünüşe göre bizlerden daha kısa varlıklar için yapıldığını vurgulamıştır. Lazar açıklamalarına ayrıca adı geçen bölgede dünya dışı varlıklara ait 9 adet disk şeklinde uzay aracı olduğunu da eklemişti:
“Bu disklerden bir tanesi İsviçreli Eduard Billy Maier adındaki temasçının 1970 yılı ortalarında fotoğraflarını çekmiş olduğu ve Pleiades takım yıldızından geldiği iddia edilen araca benziyordu.”
Lazar, takip eden aylarda kendisiyle yapılan röportajlarda, hikayesini daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış, 51. bölgede bulunan birbirlerinden tamamen farklı disk şeklindeki 9 araç için yakıt olarak 223 gramlık –o zamanlarda henüz keşfedilmemiş bir element olan– element 155’in kullanıldığını açıklamıştı:
“Bu element daha çok yanık turuncu renginde olup çok yumuşaktır. Öyle ki tırnağınızla üstüne çentik bile atabilirsiniz. Ancak çok ağırdır. Elementin bir parçasını kaldırdığınızda onun kurşun olmadığını hemen söyleyebilirsiniz. Şaşırtıcı derecede ağırdır.”
Las Vegaslı bir araştırmacı-gazeteci olan George Knapp Lazar’ın geçmiş iş yaşamı araştırmış ve önceden gerçekten de Los Alamos’ta yaşadığını ve oradaki Las Alamos Ulusal Laboratuarı’nda fizikçi olarak çalıştığını doğrulamıştır. Ayrıca Lazar’ın iddia ettiği dönemlerde 51. Bölge/S4’de çalıştığını yasal olarak da onaylanan çalışma kayıtları, Donanma İstihbarat Departmanı’ndan sağlanmıştır.
Lazar’ın fizik, elektrik mühendisliği ve itici güç sistemleri alanlarındaki sağlam ve güvenilir geçmişi nedeniyle kendisiyle pek çok görüşmede bulunulmuştur. Bugüne kadar işi, üssü, çalışma arkadaşları ve yapımı oldukça zor olan uzaylı araçları hakkında çok detaylı tarifler ve bilimsel bilgiler sunmuştur.
HAVA İSTİHBARAT MERKEZİ ÜYESİ ANLATIYOR
51. Bölgede görülen disk şekilli cisimlerle ilgili diğer bir olay, bir Hava Kuvvetleri emeklisi olan gazeteci Robert Dorr tarafından bildirilmiştir. Dorr, 1953 yılı Nisan ayında Nellis test üssünde görev yapan Hava Teknik İstihbarat Merkezi takımının bir üyesinin, kendisine, yeniden düzenlemesi yapılmış bir uçan dairenin görgü şahidi olduğunu ihbar ettiğini belirtmişti. Cismin tanzimi, söylendiğine göre, Doğu Kıyısında gerçekleştirilmişti.
“O, 8,5 m. çapında kusursuz bir diskti. Kalınlığı çemberin çevresinde 30 cm.den başlarken ortaya doğru 3,5 metreye ulaşıyordu. Savaş uçaklarınkine benzer yükseltilmiş bir kokpiti, hemen altında da onu çevreleyen 150’ye 150 cm. uzunluğunda ve 2 metre yüksekliğinde bir alan vardı. İtici güç sistemi tamamen mahvolmuştu, aygıtlar ve elektrik tertibatı tanıdık materyalleri içermesine rağmen neredeyse anlaşılmaz görünüyordu. Cisim, dünyanın yörüngesindeki bir ana gemi tarafından yönetilmek üzere dizayn edilmiş küçük bir araç olduğu kanısını uyandırıyordu. Boyutlarından ve hasar görmüş oturma yerlerinden anlaşılabileceği üzere, içinde görünüşe göre insan benzeri uzuvlara sahip 2 mürettebatı taşıyabilecek şekilde tasarlanmıştı, ancak bunlar çok daha kısa boylu varlıklar olmalıydı. Bu aracı bir insan pilotun sığabileceği şekilde tekrar dizayn etmek aylar sürmüştü.”
DAHA ÇOK TANIK:
Atomik Enerji Komisyonu’ndan ‘Q’ tipi [çok gizli bölgelere giriş izni] ve servisler arası Top Secret (Çok Gizli) geçiş iznine sahip Mike Hunt 1960’lı yıların başında 51. Bölge’de, radar bakımıyla meşgul olduğu sırada disk şeklinde bir hava aracını gördüğünü itiraf etmiştir.
Yeminli ifadesinde “sadece bir kere UFO gördüm” diyen Hunt şöyle devam etmiştir: “Araç, binaların arkasına yarı saklanmış bir şekilde yerde duruyordu. İlk gördüğümde, kuyruğunun ve kanatlarının olmadığını fark edene kadar onun küçük bir özel uçak olduğunu düşünmüştüm. Ondan yarım mil kadar uzaklıktaydım ve bu uzaklıktan gördüğüm kadarıyla araç yaklaşık 6 ya da 9 metre çapındaydı ve cilalı parlak alüminyumdan ziyade kalay ve kurşun karışımı gibi bir renkteydi.”
Hunt, birçok kere uçan daire kalkarken ya da inerken orada bulunduğunu, fakat onu izlemesine hiçbir zaman izin verilmediğini kaydetti. Ayrıca, Tonopah yakınlarındaki radar istasyonunun kuzey ucunda görev yapan radar operatörü Richard Shakleford da Hunt’a, test alanının üzerinde sık sık UFOları gördüğünü fakat kendisine onları görmezden gelmesi emredildiğinden bahsetmiştir.
Mike Hunt, o sıralarda 51. Bölgede –‘Kırmızı Işık Projesi’ ya da ‘Kırmızı Işık’ olarak bilinen- uçan dairelerle ilgili son derece gizli bir programın yürütüldüğünü biliyordu. Hunt, ayrıca kendisinin etrafta herhangi bir şey görüp görmediğine dair sorgulandığını da eklemiştir... “Her ne görmüş olursam olayım, orada gördüklerimle ilgili en ufak birşey dahi konuşursam başımın büyük belaya gireceği sıkça hatırlatılıyordu. Oradaki güvenliğin ne kadar sıkı olduğunu asla tarif edemem.”
1989 yılından beri, Japonya’dan da olmak üzere birçok uzak yerlerden gelen pek çok kişi ve haber ekibi, 51. Bölge üzerinde yerçekimine karşı yaptıkları hareketleri, manevraları ve kapasiteleri ile ordunun geleneksel araçlarının çok ötesinde bir teknoloji sergileyen, garip, parlak araçları fotoğraflamış ve kameraya almışlardır.
1832 yılında William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından Yale Üniversitesi'nde Society of Skull and Bones ismi ile kurulan, gizli yapısı ile üye profilinin yüksek seviyesi sebebiyle o yıllardan beri sayısız komplo teorisine karıştırılmış olan öğrenci topluluğu.
Skull and Bones'a üye olabilmenin doğal şartları erkek olmak, beyaz olmak ve protestan bir aileden gelmekti. Son yıllarda kız öğrencilerin de üye yapıldığı söylenir, fakat bu henüz kesinleşmiş bir bilgi değildir. Topluluğun üye listesi, üniversite yönetimi de dahil olmak üzere, tüm halka açılabilecek yerlerden gizli tutulur.
Mezar adı verilen S&B merkezi. Eski Yale kampüsü.
Skull and Bones'a üye olabilmek için, Yale Üniversitesi'nde son sınıf lisans öğrencisi olmak gerekir. Pledge adı verilen adaylar, üçüncü sınıftayken Skull and Bones üyeleri tarafından belirlenir ve aday oldukları, bir sene boyunca izlenecekleri ve uygun görülürlerse bir sene sonra üyeliğe kabul edilecekleri kendilerine söylenir. Uygun görülen adaylar ise bu bir senelik izlemenin ardından, son sınıfta iken üyeliğe alınırlar.
Üye olmayanların giremediği ve herhangi bir pencere bulunmayan binalarına, 1960'lı yıllarda iki Yale öğrencisi, ormanda buldukları bir gizli geçit vasıtasıyla gizlice ve şans eseri girmeyi başarmışlar ve gördüklerini anlatmışlardı. Tamamiyle ezoterik bir yapıya sahip olduğunu söyledikleri binada, çeşitli mabetler ve ritüelik malzemeler yer aldığını; üst katta bulunan büyükçe bir mezar resminde ise yanyana duran üç kurukafanın yanında bir taç, bir asa ve bir kalem bulunduğunu öne sürmüşlerdi. Altında yazan yazıda ise Almanca olarak; "Kim Kral, Kim Prens, Kim Dilenci? Ölüm Karşısında Hepsi Eşit" ibaresi, topluluğun ezoterik ve felsefi yapısını tüm dünyanın gözleri önüne sermiş, topluluğa yönelik yapılan sert eleştiriler, bunun ardından, büyük ölçüde kesilmişti.
Alman Illuminati topluluğunun, ABD ayağı olarak kurulduğu öne sürülen Skull and Bones için yapılan bu eleştiri çok doğru kabul edilmemelidir. Zira, Illuminati, ciddi ve yaş ile meslek ortalaması yüksek seyreden bir topluluk iken, Skull and Bones bir öğrenci topluluğu, kulübüdür. Ancak, bugün topluluk hakkında öğrenebilenler itibariyle şu söylenebilir ki, Skull and Bones, Masonik ve Illüminist görüşlerden oldukça etkilenerek kurulmuş ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmüş bir topluluktur. Bu her iki kurumun da gizli ve ezoterik yapıları göz önüne alınır ve üye olmayanların her ne kadar öğrenseler de tam sırlara vakıf olamayacakları düşünülürse, Skull and Bones üyelerinin bu toplukların da içinde bulundukları veya en azından destek aldıklarını söylemek şaşırtıcı olmayacaktır.
Diger masonik örgütlerin iç çatisi ve yapisi altinda CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg günümüzün BÜYÜK AGABEYI haline gelmistir.
CFR (Council on Foreign Relations-Dis Iliskiler Konseyi)
Clinton, Antony Lake, Al Gore, George Bush, Warren Christopher, Colin Powell, Les Aspin , James Woolsey (CIA direktörü) gibi isimlerin CFR (Council on Foreign Relations-Dis Iliskiler Konseyi) isimli bir komisyona kayitli olmalari herhalde okuyucuyu bunca bilgiden sonra sasirtmaz. Ama dünyadaki en ciddi karar mercilerine gelenlerin bagli olduklari bir örgüt olmasi herhalde dogal karsilanabilir, üstelik bunlarin bazilari BILDERBERG veya Skulls and Bones Society üyesidirler. Yani hiç kimse hak ettigi ve olmasi gerektigi için bir pozisyonda degildir Yeni Dünya Düzeninde. Ipleri ne kadar iyi oynatabildigi, ne kadar sir tuttugu ve bu örgütlere ne kadar bagli oldugu önemlidir onlar için.
Globalizasyon ideolojisinin Bohemian Grove ve Skulls and Bones Society gibi masonik örgütlerden daha az gizli bir bransi olan CFR 21 Temmuz 1921'de New York'ta kurulmustur (Ross 2000; Marrs 2000). Zaten yüzyillardir ülkü piramiti, Süleyman mabedi, tek hükümetli dünya, Sionun ogullarinin vaad edilmis birlesik kralligi, evrensel kardeslik gibi fikirleri savunan gizli cemiyetlerin bu ideolojisini ilk harekete resmi olarak geçiren kurulus CFR'dir. Globalizmin gizlilikten çikip dünyaya ilani CFR'in kurulusu ile baslamistir. 1917'de Baskan Wilson savas sonrasinda yüze yakin elit adamini toplamis ve global baris (!) planlari yapmislar ve Wilson 'in bilinen on dört nokta teorisini 8 Ocak 1918'de kongreye sunmuslardir. Bu plan özünde tüm ekonomik sinirlari kaldirmayi amaçlayan ve ABD sermayesini tüm dünyaya hakim kilmaya yarayan bir plandi. Ama 1919'da Paris Baris Görüsmelerindeki Versailles anlasmasi Almanya'ya agir kosullar koymustu. 30 Mayis 1919'da Paris'in Majestic otelinde toplanan Ingiliz ve Amerikan delegeleri bir 'Uluslararasi Iliskiler Enstitüsü' kurmaya karar verdiler. Bunun adi daha sonradan Ingiltere'de 'Royal Institute of International Affairs' oldu. 21 Temmuz 1921'de de ABD'de CFR gizli kosullar altinda kuruldu, 1945'e kadar merkezi New York'taki Prat House oldu (Halen merkezi burasidir: The Harold Pratt House, 58 East 68th Street , New York , NY 10021 ). Bu bina Rockefeller tarafindan bagislanmisti. CFR üyelerinin büyük çogunlugu New York ve Washington D.C. 'de yasayan elitlerden olusuyordu. Daha ziyade New York ve Washington , D.C. 'de yasayan elitlerden olusan CFR'in bugün finans, komünikasyon, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarda en etkin konumlarda bulunan 3300 üyesi mevcuttur. Bu sayi bir zamanlar 1600 ile sinirliydi. Özellikle tüm CIA, DIA, DEA ve baska istihbarat sefleri bu örgütün de elemanidir ve CFR'in ilkelerinden disari çikamazlar. Ilk üyeler arasinda New York senatörü Colonel House, Devlet Bakanligi Sekreteri John Foster Dulles, CIA'da uzun süre çalismis Allen Dulles, kurucu baskan milyoner John W. Dawis ( J. P. Morgan'in finansörlerinden) vardi. CFR için ilk para John D. Rockefeller, Bernard Baruch, Jacob Schiff, Otto Kahn, Paul Warburg gibi milyonerlerden geldi. Bugün CFR için finans su kuruluslardan gelir: Xerox, General Motors, Bristol-Myers-Squip, Texaco, Alman Marshal Fund, McKnight Vakfi, Ford Vakfi, Andrew Mellon Vakfi, Rockefeller kardesler vakfi, Starr Vakfi vb. CFR yönetim üyeleri bugün dünyadaki her ise burnunu sokan ve ekonomik kontrolü amaçlayan kurum, vakif, enstitü ve gizli örgüt ile içiçedir.
CFR Ikinci Dünya Savasi'nda çok önemli bir rol oynamistir. Yayinladigi Foreign Affairs isimli dergi ile de çalismalarini tüm dünyaya duyurur. CFR her ne kadar gizli olmayan bir görünüme sahip olsa da, bu gerçek degildir. CFR, SBS, Bilderberg gibi çok gizli bir örgüttür. Her yil hazine sekreteri, CIA veya NSA yöneticileri ile çok gizli, halka açik olmayan toplantilar yapar. Normal kosullarda CFR'in anayasaya bile aykiri oldugu iddia edilmisse de bunu yargilayacak olan Anayasa Mahkemesi veya Yüce Divan üyelerinin büyük çogunlugu da CFR üyesidir. J.P. Morgan ve Rockefeller gibi devler CFR'ye büyük paralar yatirirlar, ama isadamlarina devletin güvenlik sirlari hakkinda brifing verilmesini kimse anlayamaz ve anlatmakla bitip tükenmeyen Amerikan demokrasisinin neresine koyacagini bilemez. Bu demokrasi ise neden hiç bir sey halka ve basina açiklanmamaktadir? Orasi da pek anlasilamaz. Gerçi basina açiklansa da farketmez, çünkü CFR tüm medyayi kontrol eder. 1988'den beri 14 devlet bakani, 14 hazine bakani, 11 Savunma bakani ve bir sürü federal büroya ait görevli CFR üyeleri arasindan seçilmistir. Özel sirketlerin devletin bu kadar içine girmesi nasil demokrasi ve hukuk sistemi ile bagdasir bunu J.P. Morgan'a ve Rockefeller'a sormak gerekir tabii. Dullestan beri her CIA direktörü, örnegin Richard Helms, William Colby, George Bush, William Webster, James Woolsey, John Deutsch, ve William Casey hep CFR üyeleri arasindan seçilmislerdir. Ne isi vardir Rockfeller'in kurdugu bir konsülde halkin ulusal güvenligini korumakla görevli onca insanin? Hukuk ülkesi ve demokrasinin besigi oldugu iddia edilen Amerika'nin bu gerçeklerini Amerikalilarin çogu bilmez, onlar kredi karti borçlarini ve ev taksitlerini ödeyip, evde patlamis misir yiyerek biralarini içerler. ABD'li pek çok yazar CIA'in Amerika ve Amerikan halki için degil, CFR'in dostlari ve gizli iliskide oldugu dernekleri için bilgi topladigini dile getirmisler, ama komünistlikle suçlanmislardir.
CFR bu isadamlarinin istedigi kisileri hep yükseltmis en üst ve dokunulmaz noktalara getirmistir. Bunun en güzel örnegi siradan bir akademisyen olan ve David Rockefeller ile tanistiktan sonra sansi açilan Henry Kissenger olmustur. Clinton döneminde de tüm devlet yetkilileri CFR üyeleri arasindan görevlendirilmis neredeyse yurt disina yollanan büyükelçilerin yarisi CFR içinden seçilmistir. Baskanlarin seçiminde de ayni yol izlenmektedir, seçmenler bir CFR üyesi ile öteki arasinda tercih yapmak zorunda birakilmaktadirlar, zaten Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti birbirinden çok farkli degildir ki! CFR'in gizli raporlarindan ve konferanslarindan birinde söyle denilmektedir (Ross 2000):
"Silahsizlanma, Amerika'nin bagimsizligi ve bu bagimsizligin tek dünya hükümetine dönüsmesi CFR'nin 1551 üyesinin yüzde 95'ine 1975'te açiklanmistir. CFR'nin üyelerin yüzde 75'ine açiklanmamis ve yazilmamis iki amaci daha vardir. Bu olusumun hedefleri size biraz garip gelebilir, bunlari biraz tartisalim.
"Bu inancimizin temelinde yatan, monopolistik kapitalizmin dünyanin her yerindeki farkli para birimlerini, banka sistemlerini kredi ve üretim sistemlerini, temel kaynaklarini tek hükümetle kontrol edilebilir hale getirmek ve aydinlatilmis dünya sistemindeki üstünlügümüzü kendi dünya ordumuzla temin etmektir."
Kendi kurdugu dünya ordusu ile tüm dünyadaki kaynaklari ve para sistemini kontrol edip, tüm kaynaklara el koyacakmis. CFR'in amaci buymus! Skulls and Bones Society'nin 1880'lerdeki fasist ideolojisinin bir devamidir bu! Bu mentalite bugün Ortadoguyu bir ordu indirerek kontrol altina almak istemektedir.
CFR'in gizli bir organizasyon olmadigini söyleyenlere de CFR'in 1992 yillik raporundan bir cümle ile yanit verelim. Sayfa 21: "Tüm toplantilardaki konusmalar ve açiklamalar bu toplantilar disinda kimseye açiklanamaz!" (Ross 2000). Ayni raporun, 122, 169, 174, 175 ve 176 inci sayfalarinda da bu gizlilik sürekli tekrarlanmakta ve gizlilik bozulup da medya veya birisine bir bilgi sizdirilirsa nasil cezalandirilacagi ima ediliyor. Daha önceki masonik ilkelerin tümünün uygulandigi bir örgütlenmedir CFR. Ayrica CFR'in ve gizliliginin ve fasist ideolojilerinin ABD anayasina aykiri oldugu defalarca zikredilmistir.
IMF ve Dünya bankasi da CFR'in tamamen etkisi ve yönetimi altindadir (Ross 2000; Sklar 1980). Geri kalmis ülkeleri fakirlestirmek ve ekonomilerini yoketmek yolunda IMF, CFR'in emirleri dogrultusunda çalismaktadir.
Bilderberg gizli örgütü
CFR'in temel globalizasyon planlari daha kuruldugu günden beri bilinmekteydi. Ama CFR ABD içinde tam bir kontrol saglamak ve tek jandarmali kapitalizmi Avrupa'ya yaymak ve sosyalizm ve komünizm ile mücadele etmek zorunda idi. Eski CFR baskani ve Rockefeller'in Chase Manhatten Bankasi baskani olan John McCloy OSS (Office of Strategic Services) isimli istihbarat örgütünün (Bill Donovan tarafindan 1941-1942'de kurulmustur) kurulmasini ve CFR ile karsilikli iletisim içinde çalismasini sagladi. 1947'de OSS, CIA'ya (Central Intelligence Agency'e) dönüstürüldü. 1947 Ulusal Güvenlik Kanunu ile de gerek sivil gerekse kriminal yasalara karsi korunan bir örgüt haline getirildi. Yani CIA, anayasaya ragmen ulusal güvenlik adina her türlü suçu isleyebilen bir örgüt yapisina kavustu. 1950'de General Walter Bedel Smith CIA baskani oldugu zaman, CFR'den aldigi emir üzerine Avrupa'da etkin bir örgüt kurulmasini istedi. Daha sonra CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyine konan bu semsiye daha da güçlendirildi ve 1982'de Reagan tarafindan Executive Order 12333 (Etkin Yasa 12333) devreye sokuldu (Montalvo 2000).
Bilderberg, CFR ve öteki örgütlerin Avrupa ayagini ve etkinligini teskil etmek için CIA tarafindan Hollanda'da Oosterbeek sehrinde Bilderberg otelinde 1954 de kurulmustur. Dünyanin yönetimi ve globalizasyon konusunda her yil farkli ülkelerde toplantilar yapar (Ross 2000; Marrs 2000). Toplantilar son derece gizli kosullarda ve özel ortamlarda yapilir. Katilanlar bu konuda hiç bir bilgi vermezler. Spotlight isimli bir dergileri de vardir. Liberty Lobby Inc, 300 Independence Ave., SE , Washington D.C. 20003 adresinden yayin yapar.
Bilderberg örgütünün Avrupa adresi: Maja-Banck Polderman, Bilderberg Meetings, Amstel 216, 1017 AJ, Amsterdam, Hollanda. Bilderbergin ABD adresi ise Charles W. Muller, American Friends of Bilderberg, Inc. 477 Madison Ave., 6th Floor, New York, NY 10022.
Bilderbergin kuruculari arasinda Hollanda prensi Bernhard ve Polonyali sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vardir, Retinger Bilderbergin babasi olarak bilinir. Bilderbergin kurulusunda ABD istihbarat örgütlerinin, özellikle CIA'in rolü oldugu çok iyi bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir NAZI SS üyesidir, 1937 de Hollanda prensesi ile evlenmistir, ama Nazilerle olan yakin baglari çok iyi bilinmektedir (Marrs 2000). ABD'li gizli örgüt ve CFR üyelerinin bazilari da Bilderberg üyesidir. Retinger ABD'ye CFR baskanlarindan Averell Harriman tarafindan getirilmistir. David ve Nelson Rockefeller, John Foster Dulles ve CIA direktörü Walter Smith ile görüstükten sonra CIA güdümünde bu gizli örgütü olusturmustur. Bilderbergin olusmasinda etkili diger isimlerden birisi de Baskan Eisenhover'in psikolojik savas danismani C.D. Jacksondir.
Bilderberg, merkezi Hollanda olmak ve içine Ingiliz kraliyet ailesini de dahil etmek üzere CFR'nin Avrupa ayagini olusturdu. Önemli isadamlari, politikacilar, bankerler, medya sahipleri, askeri kilit isimler ve istihbarat örgütlerinin üst sinifi ile iliski kurup onlari üye yaptilar ve her yil gizli toplantilar düzenlemeye basladilar. 1991'de Bilderberg baskani Ingiliz Lord Peter Carrington idi. Carrington NATO genel sekreteri, kabine üyesi, CFR'nin Ingiliz kurulusu olan Royal Institute of International Affairs'in baskani idi. Kendisi Rothschild banka imparatorlugu ile hem evlilik, hem is baglantilarina sahipti.
CFR'nin resmi olmadan uluslararasi düzeyine tasinmis bir sekli olan Bilderberg yine Ingiliz ve ABD CFR'lerini finanse edilen kisiler ve CIA'in örtülü ödenegi tarafindan destekleniyordu. Bilderberg diger bir kardes grup olan Trilateral Komisyona çok benzemektedir. Bunlarda her ne kadar daha önce bahsedilen masonik ritueller yoksa da zaten bu gruplarin çoguna katilanlar bahsedilen masonik gizli örgütlenmelerin içinde de olan insanlardir. Her yil yapilan çok gizli ortamdaki toplantilari hem CIA, hem de o ülkenin istihbarat örgütü kontrol eder. Türkiye'de son 50 yildir basa geçen ünlü politikacilarin çogunlugu Bilderberg üyesidir, halen bu gizli Bilderberg üyeleri Türkiye'nin etkin yönetiminde rol almaktadirlar. Türkiyedeki toplantilar su ana dek 18-20 Eylül 1959'da Yesilköy-Istanbulda, 25-27 Nisan 1975'de (Çesme'de Hotel Altin Yunus'da) yapilmistir. 2001'deki toplanti ise Isveç'de gerçeklesmistir.
Trilateral Komisyon
Trilateral Komisyon (Trilateral Commission, TC) ABD'de yesertilen Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonyaya daha iyi yayabilmek için olusturulmus ve 1973'te David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafindan kurulmus gizli bir örgüttür (Sklar 1980; Robertson 1991; Ross 2000; Marrs 2000). Brzezinski 1973-1976 arasinda baskanligini yapmistir. CRF'nin Atlantik ötesi ülkelerde CIA tarafindan örgütledigi bir kurulus oldugu bilinmektedir. Adresi: 345 Street, East 46th Street, Suite 711, New York, NY 10017 dir.
1994'teki bir TC bildirisine göre Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'dan 325 kilit noktadaki isim TC'ye üyedir. Sistem CFR'da oldugu gibi islemektedir. Ama bu ABD'nin ve globalizasyonun tüm dünyaya yayilmasi için Amerikan-Nazizminin yeni bir oyunu sahneye koymasindan ibarettir. Buradaki hedef yine ekonomik sinirlarin kaldirilmasi ve politik, ekonomik, askeri, politik ciddi noktalardaki kisilerin kontrol altina alinmasidir. CFR anayasasindaki ilkeler TC'da da geçerlidir.
Her ne kadar adresi yeri, üyeleri belli ise de Trilateral Komisyonun yaptigi aktivitelerin ardinda gizli amaçlar, ABD'li istihbarat örgütleri ve NATO'nun gizli özel savas örgütleri vardir. ABD baskanlarinin ve Avrupa, Amerika ve Japonya'daki yönetici kadrolarin çogu TC üyesidir. Tüm dünyada TC, Bilderberg ve CFR birbirinin içine girmislerdir ve her üçünün de üyesi olan 50 kisi vardir (daha önce sunuldu). Örnegin Bill Clinton, Brent Scowcroft (Ulusal Güvenlik Konseyi), John Mark Deutsch (CIA direktörü), Robert Strange McNamara (Savunma Bakanligi Sekreteri), Henry Kissenger, Walter Fritz Mondale ( Japonya Büyükelçisi), Benjamin Nye (Hazine sekreteri) gibi dokunulmazligi olan isimler her üç teskilatin da üyesidirler.
Burada temel olarak anlatilmak istenen 19. yüzyilda bazi gizli cemiyetler, zengin aileler tarafindan yaratilan bir ideolojinin nasil önce ABD'de CFR olarak kök salip, sonra nasil Bilderberg ve Trilateral komisyon sayesinde her ülkenin iç yapisini ve politikasini, endüstrisini, medyasini ve sosyal yapisini kontrol ettigidir. Amerikan derin Devleti ve Dünya Gizli Hükümetine karsi tüm Amerikalilar ve Avrupalilar bilinçsizdirler, çünkü 45 yil boyunca totaliter bir komünizm gelecek korkusu ile uyutulmuslardir.
Sonuç ve Türkiye bu gizli örgütlerin neresinde?
Türkiye'de de bu gizli örgütlerin çok büyük etkinligi vardir ve 1948'lerden sonra Türkiye'yi hiç bir zaman bu ülkeyi kuran Kemalist ulusalci ve vatansever ideoloji yönetmemistir, Türkiye 1948'den sonra bize Bati tarafindan biçilen Türk-Islam Sentezci ve ülkeyi emperyalizme köle haline getiren bir ideoloji tarafindan yönetilmistir. Bu yönetim bahsedilen CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon tarafindan da sekillenmistir. Ne yazik ki gerek Türkiyeyi yöneten, gerekse Türk istihbarat örgütlerinin içinde olan bazi Bilderberg ve Trilateral Komisyon üyeleri vardir. Bu örgütlerin Türkiye için verdigi kararin Sevr kosullarinin uygulanmasi oldugunu görmemek için ise kör olmak gerekir.
!!!CIZGI FILMLERDEKI GIZLI MESAJLAR!!!
>
>
!!!ILLIMUNATI ORGUTU NASIL DUNYAYI ELE GECIRIYOR IZLE VE OGREN!!!